Yalın Düşünce’yi tanımladıktan sonra, Yalın’ın 5 temel kavramını (Değer, Değer Akışı, Sürekli Akış, Çekme, Mükemmellik) anlatıp Yalın Ev’i inşa etmiş olduk. Binanın kabasını yaptık ama, müteahhitler şöyle der: “Binanın kabasına harcanan vakit ve para kadar içine de harcanır” Haklı adamlar. Ben de 5 kolonun üzerine Yalın Düşünce diye bir tane çatı koyup çekip gitmeyeceğim. Çatının aktarılması lazım ki içeriye su almasın, maazallah sonra verdiğimiz tüm emekler heba olur gider.

Bu evin kolonları Yalın Düşünce’nin 5 öğesi ise, temeli İsraf‘ı yok etmek ve bu organizasyonel kültürü yaratmak. Ama dediğim gibi çatıyı aktarmazsanız temel de çürür kolonlar da gün gelir bu binayı taşımaz olur. Dolayısıyla, organizasyonel kültürü sağlam tutacak, kolonların ayakta kalmasını sağlayacak evin su almasını önleyecek aktarmayı yapmak.
İşte biz buna Kaizen diyoruz. Kaizen olmadan Yalın Düşünce’nin 5 temel ilkesini ezbere bilin, hafız gibi sayın durun fayda yok. Eğer içinizde Kaizen olgusunu tam anlamıyla oluşturamamışsanız, ne Yalın Düşünce’nin devamlılığını sağlarsınız; ne de gelecekte yapmayı düşündükleriniz için kendinizde bir cesaret bulabilirsiniz.
“Ala! Yalın Danışman, olmasına ala da nedir bu gözünü sevdiğim Kaizen!” sorularına cevabımı aslında az evvel çaktırmadan verdim. Evin çatısı diye söylediğim şey bir benzetme gibi görünebilir ama o çatıyı her daim kontrol etmek gerekir, kiremitler rüzgarda fırtınada kırıldıysa düştüyse değiştirmek (bakın “değiştirmek” diyorum), izolasyonunu yeri geldiğinde yenilemek (bakın “yenilemek” diyorum), kısacası kış girmeden gerekiyorsa bir aktarmak lazımdır.
Yani evinizdeki eşyalarınız zarar görmesin yer döşemeleriniz kabarmasın diye biraz masraf yapıp, kışın evin içinde keyifle sıcacık oturmaktır.
Kaizen dediğimiz olgu, iki tane Japon kelime kökünden oluşuyor. Kai-Zen… Aşağıda Kanji yazılışı da var.

Kai, İyiye doğru; Zen ise değişim demek. İyiye doğru değişim, dönüşüm demek…
Sürekli iyileşme demek, yenilemek demek, değiştirmek, dönüştürmek demek; ama hep daha iyiye daha yeniye, daha’ya doğru…
Kişisel gelişim kitabı yazarı değilim, konu sanki oraya gidiyor gibi duruyor; ama bu Kaizen olgusu aslında kişisel gelişiminizin bir parçası. İçselleştirmeden, “bulunduğunuz durumdan daha iyisinin her zaman olabileceği” arayışında olmadan anlayacağınız bir şey değil. Kaizen olgusunu mükemmellik sütunu çaktırmadan çok iyi anlatıyor aslında.
“Laf, güzaf kardeşim! Sürekli iyileşme dedin geçtin; biraz aç bakalım şu konuyu” diyenlerdeki merak ve sinir katsayısını daha da yükseltmeden biraz daha detaya gireyim.
Tabi bu yazıyı okuyup, “Ben oldum, Kaizen’im ben! Sürekli gelişim benim göbek adım, ölümüne Kaizen’ciyim” diye ortalığa çıkmak olmaz. Şurada konuyla ilgili bi girizgahtan ibaret anlattıklarım.
Detaylarının tümüne de burada girmeye çalışsak denizler mürekkep ağaçlar kalem olsa anlatmaya yetmez! Ama sakın gözünüz korkmasın. Bu, kelimelerle ifade edilemeyecek kadar uzuuun; ama içselleştirilerek uygulandığında ise bir o kadar yalın ve kısacık bir konu.
Şimdi biraz daha açılalım Kaizen deryasında… İyiye doğru değişim dediğimiz olgu ne işe yarıyor? İşimizi dosdoğru adam gibi yapsak olmaz mı? Kaizen bize ne kazandırıyor? Kaizen yapmak nedir? (Kaizen olmak diye bir şey yok zatenJ)
Kaizen’i tek bir cümle ile tanımlamak gerekirse: “Kaizen, küçük, mütevazi adımlar ile muhteşem iş sonuçları ortaya çıkarma sanatıdır”
Madem bu bir sanat nasıl sanatkar olacaksınız? Bu sanatın detayları, Kaizen olgusunu içselleştirdikten sonra, nerede ve nasıl uygulayacağınızı bilmekte saklı.
Öncelikle birkaç yanlışı düzeltelim. Kaizen kendi kendine oturduğumuz yerden olacak bir şey değil, emek ve/ya para harcamak lazım; ama büyük yatırımlar gerektiren, iyileşeceğiz derken iliğimizi kurutan bir şey de değil. Dediğim gibi mütevazi yatırımlar (emek, para vs.) ile, küçük detayları görüp, bu detaylardaki problemleri çözerek, DAHA İYİYE EVRİLEBİLME SANATInın Japon kelimeleri ile ifade şeklidir.
Biraz daha ipucu verdim galiba, “problem” falan dedim çaktırmadan! “Problem çözmek mi bu yoksa ya!” diyenler için bu kadar basit olmadığını söyleyeyim. Yukarıda o kadar yazdık, İsraf falan dedik, o nerde? Keşke o kadar basit olsa!
Problemi çözersiniz biter, peki ya sonra!
Sonrası bi dahaki yazıya!
Sevgiler
CY
2 yorum
Teşekkürler
Rica ederim. İşinize yaradıysa ne mutlu!