Yalın Üretim uygulayan -ya da uyguladığını sanan- birçok firmada görülen en büyük sorunlardan biri Yalın Düşünce‘nin salt bir maliyet azaltma yöntemi olduğudur. Bu büyük yanlış anlaşılma bugün bile hala Yalın yaptığını sanan birçok yöneticinin Yalın’a başlamasının temel noktası olmuştur ne yazık ki!
Gelgelelim durum böyle midir diye sormadan edemedi Yalın Danışman. Ve bu pazartesi makalesinin sorusunu soruverdi? “Gerçekten de Yalın’ın bir kuruluş için amacı ne? Salt bir maliyet azaltma faaliyeti mi yoksa ardında birçok farklı vizyonu içeren bir stratejik yönetim aracı mı? “
Olaya adam*saat verimliliği olarak bakan işletmelerde yapılan kaizen faaliyetleri ile sadece aynı işin ne kadar daha az kişi ile yapıldığına odaklanarak Yalın’ın gerçek vizyonundan uzaklaşılmasından başka bir şey yapılmıyor. Bir diğer hastalıklı bakış açısı ise Kaizen‘lerin sadece maliyet odaklı değerlendirilmesi. Tabii bu durum sadece Kaizen faaliyetlerinde olup bitenlerden ibaret değil. İster 5S, ister VSM çalışmaları isterse SMED olsun yalnızca ve yalnızca maliyet azaltımına odaklanarak Yalın’a karşı bir beklenti içerisinde olmak basit ve boş bir hayalperestlikten ibaret.
Eğer olay bu kadar basit olsaydı, ilk yatırım maliyetine biraz katlanarak yeri göğü robotla donatır, ne yemek ne su isteyen, sözünüzden çıkmayan ve hatta grev bile yapmayan bu otomatize makinalarla işinizi yürütürdünüz. Adam*saat veriminiz tavan yaparken siz de sorunsuz bir üretim sahasının sadece yönetimi ile ilgilenirdiniz?
Elbette günümüz teknolojisinin bu söylediklerime henüz izin vermediğini ben de biliyorum; ancak teknoloji bu hale gelse bile söylediklerimin hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğinden adım gibi eminim. Adam*saat gözlüğü ile olaya bakan yöneticiler benim yanılacağımı söyleseler de ben fikrimde oldukça kararlıyım. Ama emin olduğum ikinci bir şey varsa, böyle bir teknoloji olduğu anda o yöneticilerin bu teknolojik hayalin peşinden koşacakları gerçeğidir.
Adam*saat yöneticilerinin gözden kaçırdıkları en kritik nokta bir sistemin insan faktöründen bağımsız olamayacağıdır. 1920’lerdeki yönetim vizyonu ile bugünü görmeye çalışan; işçilerini salt kas gücü olarak gören; onları servo motorlu robotlara, yüksek otomasyonlu makinalara değişmekte hiçbir behis görmeyen patronlar ne yazık ki hala dibi görmedikleri için aynı düşünce yapısı ile yola devam etmektedirler.
“Yalın yönetimin motoru insan beyni ve şirket kültürünün entegrasyonundan oluşan yönetsel farkımdalıktır.” Yönetsel farkındalığa sahip olmayan yöneticiler Kaizen’i yapan beyinlerden çok Kaizen’in doğrulama adımındaki maliyet kazancına, VSM çalışmalarındaki parlak fikirlerden ziyade çalışmanın sonunda ortaya konan kazanç tablolarına odaklanırlar.
Elbette daha önce de söylediğim gibi bir şirketin tek ve gerçek bir amacı vardır, o da para kazanmaktır. Bu sözümün sonuna kadar arkasındayım; ancak bu amaca ulaşmadan önce yapılması gerekenlerin farkına varmadan sadece son noktaya odaklanarak şirket yönet(eme)meye çalışanlaradır benim sözüm. Şirket kültürünü yerleştirmeden; Kaizen’leri yaratacak beyinleri geliştirecek eğitim faaliyetlerine gereken önemi vermeden; motivasyon unsurlarını (kimse bunu para sanmasın!) yaratmadan; ortak bir şirket bilinci, şirket ruhu yaratmak imkansızdır.
Yanlış motivasyon unsuru olan para ile kaizenler tetiklendikçe; üretimde çalışanlar zaman etüdü yapılacağı zaman işten mi atılıyorum korkusu yaşadıkça, adaletli bir ücret politikası izlenmeden çalışanlardan adil bir çalışma istendikçe, asgari memnuniyetleri sağlamadan azami performans beklendikçe, Yalın faaliyetlerin bir para kazanma politikasından çok; bir büyüme stratejisi olduğunu anlamadıkça, şirketinizin ruhunu ve karakterini Yalın Yönetim esasları ile şekillendirmek konusunda ısrarlı davranmadıkça şirket dönüşümünün motoru olan farkındalığı harekete geçirmek boş bir hayaldir.
Otomatize makinalar, otomasyon seviyesi yüksek robotlar sözünüzden çıkmayabilir; ancak beyinleri olmadığı için fikir geliştiremezler. Kas gücü olarak görmediğiniz, eğiterek şirket vizyonu doğrultusunda şekillendirdiğiniz beyinler ise adil bir ortam sunduğunuz sürece parlak fikirler ile karlılığınızın artmasında başrolü oynayacaklardır.
Siz yeter ki asgari koşulları sağlayarak ve karlılıktan önce farkındalığa odaklanarak aslında bir büyüme stratejisi olan Yalın’a odaklanın!
Yalın’ın mevcut koşullarla maliyetleri kısmanın yolundan daha az yeni yatırım yaparak büyümenin yolunu gösteren bir domino olduğunun farkına varın!
Kazandıklarınızı adam*saat ya da dolar veya Türk Lirası olarak değil de büyüme motoruna kattığınız yeni performans öğeleri olarak hayal edin!
İşte o zaman despot ve korkulu bir personel müdüründen çok; gerçek bir Yalın Lider olmuşsunuz demektir.
Sevgiler
CY
1 Yorum
Merhaba,
Çok doğru bir nokta!
İşte tam da bu yüzden, yalın felsefesi ve düşünce tarzı tüm işletmeye ve tüm departmanlara yayılmalıdır,
İyi çalışmalar
Eda Yılmaz/globalleansolutions